NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
70 - (2431) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب. قالا:
حدثنا وكيع. ح
وحدثنا محمد
بن المثنى
وابن بشار.
قالا: حدثنا
محمد بن جعفر.
جميعا عن
شعبة. ح
وحدثنا عبيدالله
بن معاذ
العنبري
(واللفظ له).
حدثنا أبي.
حدثنا شعبة عن
عمرو بن مرة،
عن مرة، عن
أبي موسى، قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "كمل من
الرجال كثير.
ولم يكمل من
النساء غير
مريم بنت
عمران، وآسية
امرأة فرعون.
وإن فضل عائشة
على النساء
كفضل الثريد على
سائر الطعام".
[ش
(كمل) يقال كمل
بفتح الميم
وضمها وكسرها.
ثلاث لغات
مشهورات.
الكسر ضعيف.
ولفظة الكمال
تطلق على تمام
الشيء
وتناهيه في
بابه. المراد،
هنا، التناهي
في جميع
الفضائل
وخصال البر
والتقوى.
(كفضل الثريد
على سائر
الطعام) قال
العلماء:
معناه أن الثريد
من كل طعام
أفضل من
المرق. فثريد
اللحم أفضل من
مرقه بلا
ثريد. وثريد
ما لا لحم فيه
أفضل من مرقه.
والمراد
بالفضيلة
نفعه والشبع
منه وسهولة
مساغه
والالتذاذ به
وتيسر تناوله،
وتمكن
الإنسان من
أخذ كفايته
منه بسرعة،
وغير ذلك. فهو
أفضل من المرق
كله ومن سائر
الأطعمة. وفضل
عائشة على
النساء زائد
كزيادة فضل
الثريد على
غيره من
الأطعمة].
{70}
Bize Ebû Bekr b. Ebi
Şeybe ile Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Veki' rivayet etti. H.
Bize Muhammed b. Müsenna
ile İbni Beşşâr da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer
rivayet etti. Bunların hepsi Şu'be'den rivayet etmişlerdir. H.
Bize Ubeydullah b. Muâz
EI-Anberi dahi rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize babam rivayet etti.
(Dediki): Bize Şu'be Amr b. Mürra'dan, o da Mürra'dan, o da Ebû Musa'dan naklen
rivayet etti. Ebû Musa şöyle demiş: Resûlullah {Sailallahu Aleyhi ve Sellem);
«Erkeklerden kemâle
erenler çoktur. Kadınlardan ise Meryem binti Imran ile Fir'avn'ın karısı
Âsiye'den başka kemâle eren yoktur. Kadınlar üzerine Âişe'nin üstünlüğü tiridin
sâir yiyecekler üzerine üstünlüğü gibidir.» buyurdular.
İzah:
Bu hadisi Buhari
«Kitâbu'l-Enbiya» ile «Kitâbu'l-Et'ime»de; Tirmizi ile ibni Mâce
«Kitâbu'l-Et'İme»'de; Nesâi «Me-nâkıb» ve «işretü'n-Nisâ» bahislerinde tahric
etmişlerdir.
Bâzıları bununla
istidlal ederek Âsiye ile Meryem'in Peygamber olduklarını söylemiş ve: «Çünkü
insan nev'inin en kemâllileri Nebilerdir. Sonra veliler, sıddıklar ve şehidler
gelir. Âsiye ile Meryem Nebi olmasalar, kadınlar içerisinde hiç bir veli,
sıddik ve şehid bulunmamak lâzım gelir. Hakikatte ise bu sıfatlar birçok
kadınlarda bulunmaktadır. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu hadisinde
kadınlardan Âsiye ile Meryem 'den başka Nebi olan yoktur buyurmuş gibidir.»
demişlerse de bu mütalâa kabul edilmemiş, kendilerine şöyle cevab verilmiştir :
Kemâl sözünden onların Nebi olması lâzım gelmez. Çünkü bu söz birşeyin tamamına
ve kendi nev'inde son dereceye vardığı mânâsında kullanılır. Burada murad Âsiye
ile Meryem'in kadınlar arasında bütün faziletlerin en üstün derecesine
vardıklarını anlatmaktır.
Kirmanı: «Kadınlardan
Nebi gelmediğine icma naklolunmuştur.» demiş, buna mukabil İmam Eş'ari'nin
kadınlardan altı Nebi geldiğini söylediği rivayet olunmuştur. Bunlar Havva,
Sâre , Hz. Musa'nın annesi, Hâcer, Âsiye ve Meryem 'dir.
Kurtubi: «Sahih kavle
göre Hz. Meryem Nebidir. Çünkü Allah ona melek vasıtasiyle vahy göndermiştir.
Âsiye'ye gelince onun
Nebiliğine delâlet eden bir rivayet yoktur.» diyor.
Hâsılı kadınlardan Nebi
gelip gelmediği ihtilaflıdır. Ekser ulema gelmediğine kaildirler.
Âsiye binti Müzâhım, Firavn'ın
karışıdır. Rivayete göre Musa
(Aleyhisselâm) Firavn'ın sihirbazlarına galebe çalınca Âsiye iman etmiştir.
Firavn bunu anladığı vakit, onun ellerini, ayaklarını kazıklarla yere çakarak
güneşe karşı üzerine büyük bir kaya konmasını emretmiş. Kaya getirildiği vakit
Âsiye: «Yarabbi, benim için cennetinde bir ev yap!» diye niyazda bulunmuş. O
anda cennette inciden yapılmış evini görmüştür. Allah oracıkta ruhunu
kabzetmiş, kaya cansız cesedinin üzerine konmuştur.
Meryem binti Imran, İsa
(Aleyhisselâm)'ın annesidir. Kıssası Kur'ân-ı Kerim'in birçok âyetlerinde ve
hadislerinde tafsilâtiyle beyân edilmiş olup, herkesçe malûm ve meşhurdur.
Hz. Âişe'ye gelince,
hadis-i şerif'de beyân buyurulan fazileti bu ümmetin kadınlarına nisbetledir. Hattâ
efdaliyyetinden bahsedilmemiştir. Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun
faziletini tiride benzetmistir. Tirid, sâir yiyeceklere nisbetle Arabların o
gün için en makbul yemeklerinden biri idi. Zira külfeti az, hazmı kolay bir
yemekdir. Fakat bu hasletler onun her yönden efdaliyyetini gerektirmez. Hz.
Âişe meselesi de Öyledir.
Bazı sahih hadislerde
Hz. Hatice'nin sâir kadınlardan efdal olduğu bildirilmiştir. Hz. Hatice ile
Fâtıme (Radiyallahu anha)'nın başkalarından efdal olduğunu bildiren rivayetler
de vardır.